Aslında Heilderberg romantik yol rotasında değil ama Almanya'nın en romantik kenti (Wege der
Romantik) diye anılan, adına şarkılar yazılan bu şehri buraya
kadar gelmişken görmemek olmazdı.
Burada kalacağımız oteli booking.com dan satın aldık. Araba park etmek için ek ücret ödemek istemediğimizden bizim için en önemli kriter ücretsiz otoparkının olmasıydı.
Burada kalacağımız oteli booking.com dan satın aldık. Araba park etmek için ek ücret ödemek istemediğimizden bizim için en önemli kriter ücretsiz otoparkının olmasıydı.
Otelimiz Türk bir ailenin işlettiği
B&B Hotel Heilderberg.
Kahvaltı hariç iki kişilik oda için 66 euro ödedik. Otelden
çok memnun kaldık, otele giriş saati 14.00’dan çok daha önce orada olmamıza
rağmen bizi hiç bekletmediler, hemen odalarımıza yerleştik. Aracımızı şehirde
nerede park edebiliriz, nereleri gezebiliriz, nerede yemek yiyebiliriz gibi tüm
bilgileri Türkçe aldık ☺ İnternet hiç
kesintisiz çalıştı. Gayet temiz, fiyat performans oranı yüksek otellerden
biriydi. Ancak aracınız yoksa merkeze yürüyerek ulaşabileceğiniz bir mesafe de
değil. Belki böyle bir durumda Altstadt yani eski şehir merkezinde ki otellerden
birinde kalabilirsiniz ve hiç araç kullanma sorununuz kalmaz ama baştan
uyarayım otel fiyatları epey yüksek.
Meydana oldukça yakın Hotel zum Ritter,
adından da anlaşılacağı gibi halen otel olarak hizmet vermekte 1592 yılında
inşa edilmiş, Alman mimarlık tarihinin, geç Rönesans döneminin en
etkileyici binalarından deniliyor, biz
de pek etkilendik kendisinden ☺
Buradan nehre doğru yürüyüp, eski köprü (
Alte Brücke ) diye bilinen, Carl-Theodor Brücke’e geliyoruz. Buraya
aşık oluyorum, Neckar nehri, şehri ikiye bölmüş, her yer yemyeşil, manzara
muhteşem, boşuna Almanya’nın en romantik şehri denmiyor buraya. Köprüyü, eski
kente bağlayan noktada bir de bronz maymun heykeli var, insanlar sıra olmuş,
heykelle resim çektiriyorlar, tabii ki bizde eksik kalmadık, birbirinden
anlamsız bir sürü maymun kafalı resmimiz oldu ☺
Subwayden aldığımız sandviçlerimizi Neckar nehri kıyısında
yayılıp yedikten sonra, Heilderberg kalesine çıkmak için Bergbahnen denilen
fünikülere biniyoruz. Eğer fırsatını bulursanız bu 50 kişilik fünikülerin en
önüne oturun çünkü yukarı çıktıkça manzara çok güzel. Bu arada kalkış noktası
Konmarktplatz’de, istasyon adı station Kornmarkt. Tam yanında da 12 numaralı
otopark var.
Fünikülerin ilk durağı Heilderberg Kalesi, 13. yüzyıldan
kalma kırmızı kum taşları kullanılarak yapılmış, 1764 yılında yıldırım çarpması sonucu büyük oranda harap olmuş. Birçok alanda tadilat
var. İçeride eczacılık müzesi ve dünyanın en büyük ahşap fıçısı var. Şehrin en güzel
manzarası kaleden. Kaleden,
aşağıya yürüyerek iniyoruz, kesinlikle tavsiye ederim, oldukça keyifli bir yol.
![]() |
Heilderberg Kalesi'nin manzarası |
Yemek için Hauptstrasse’de bir İtalyan restoranına oturduk,
daha doğrusu biz öyle sanıyorduk, oturduktan 5 dakika sonra anladık ki, sahibi,
tüm çalışanlar ve aşçısı dahil Türk ☺
Heilderberg’de bir de meşhur filozoflar yolu (Philosophenweg) var. Karl Thedor Brücke’den devam ettiğinizde oldukça yorucu yılanlı yol adında dik bir patikaya varılıyormuş, oradan devam ettiğinizde de filozoflar yoluna ulaşılıyormuş. Aslında bizim planlamamızda bu yolda vardı ancak Heilderberg’de her yeri o kadar sevdik ve o kadar fazla oyalandık ki, vaktimiz kalmadı. Buradan içine kaleyi de alan güzel Heilderberg fotoğrafları çekiliyormuş, haberiniz olsun ☺
Bu arada Almanya’nın en eski üniversitesi Heilderberg Üniversitesi’de burada, dolayısıyla genç nüfus fazla şehirde.
Yazımın başında bahsettiğim; şarkıyı ( Ich hab'mein Herz in Heilderberg verloren = I lost my heart in Heilderberg ) youtube'dan güzel Heilderberg görüntüleri eşliğinde dinleyebilirsiniz. Tabii şarkıya dayanabilirsiniz :)
https://www.youtube.com/watch?v=BY5UBz5JlTw
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder